Fatih Karaca Misyon Vizyon

Sırbistan’da faaliyet gösteren yüzlerce Türk şirketi bulunuyor. Peki, bu şirketlerin başlıca avantajları nedir ve Sırbistan’da nasıl çalışıp yaşıyorlar? Türk-Sırp İşadamları Derneği Başkanı Sayın Fatih Karaca ile ilham verici bir röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Son dönemdeki Türk-Sırp işbirliğini nasıl tanımlarsınız? Geçmişte iyi bir tarihimiz vardı ama son zamanlarda neler değişti?

İşbirliği her geçen gün artıyor – bunun en büyük nedeni üst düzey siyasi destek, artan yatırımlar ve her iki tarafta da artan ziyaretçi sayıları. Türkiye’nin Sırbistan Büyükelçisi Sayın Hami Aksoy ve Ticaret Müşavirimiz Yasemin Yüce, yatırımcılara en yüksek seviyede destek veriyorlar. Ayrıca Sırbistan’da Türkiye’nin en büyük bankalarından biri olan Halkbank da bulunuyor ve Halkbank’ın çoğunluk hissesi, Türkiye Varlık Fonu’na ait, bu da Türk iş insanlarına güven veriyor. Diğer taraftan, Türkiye’de yatırım yapmak isteyen Sırp şirketleri ile de görüşmeler yapıyorum, bu da yeni bir gelişme.

Avrupa Birliği sınırında olmanın, Türk şirketlerine sağladığı büyük lojistik avantajları var.

Sırbistan’da Türk şirketlerinin oldukça fazla olduğu gözüküyor. Peki, hangi sektörlerde daha fazla faaliyet gösteriyorlar?

Birkaç rakam verelim; PKS kayıtlarına göre, Türkiye ile bağlantılı 900’den fazla şirket var – ya sahipleri ya da temsilcileri Türk kökenli. Bu sayı, kapatılan şirketler hariç. Şirket sayısına baktığınızda, bunların %30’unun “konut ve ticari yapıların inşası” ve “diğer özel inşaat faaliyetleri” sektörlerinde yer aldığını görebilirsiniz. %10’luk kısmı “özelleşmemiş toptan ticaret” alanında yer alırken, diğer sektörler %5’in altında. Ancak iş hacmine baktığınızda, 2021 yılı sonu itibariyle inşaatla ilgili işlerin toplamda %2’lik bir paya sahip olduğunu, yol inşaatı eklediğinizde ise bu oranın %30’un üzerine çıktığını görmekteyiz. Elektrikli ev aletleri %12, tekstil perakendecileri %9, otomotiv sektörü %6, ilaç sektörü %6, tekstil şirketleri ise %4 oranlarında paya sahip. Bu veriler, faaliyet kodlarına göre birçok inşaat şirketinin (yol inşaatı hariç) toplam iş hacminde çok küçük bir etkisi olduğunu, asıl iş etkisinin yol inşaatı, elektrikli ev aletleri, tekstil perakendecileri ve otomotiv sektörlerinde küçük bir sayıya sahip ama büyük etkiye sahip şirketlerle geldiğini gösteriyor.

Bir Türk şirketi Sırbistan’da iş yaparken kolayca işlemlerini gerçekleştirebilir mi? Herhangi bir engel var mı ve prosedürlerin hızlanması için neler yapılmalı?

Farklı kuruluşlar tarafından yayınlanan iş yapma kolaylığı raporlarını incelediğinizde, Sırbistan’ın sıralamasının her yıl arttığını görebilirsiniz. Türk şirketleri de bu olumlu trendden faydalanıyor. Engeller de ülkeye özel değil, genel anlamda dijitalleşme bu sorunları çözmeye yardımcı olacaktır, umarım. Bu soruyu 11 yıl önce, Halkbank’ın Temsilcilik Ofisi’ni burada kurmaya ilk geldiğimde sorsaydınız, Sırbistan’ın mevzuatının Türk mevzuatına kıyasla daha prosedürel olduğunu ve bu durumun bazen yatırımcılar için geri adım attırıcı olduğunu söyleyebilirdim. Ancak bugün, iş yapmanın ilk adımının uyum sorunlarını yönetmek olduğunu gözlemlediğimizde, Sırbistan’da iş yapmak oldukça kolay – sadece iyi bir hukuk danışmanı ve muhasebeci ile iletişim kurmanız yeterli. Engeller genellikle uyum talepleriyle sınırlı (bunlar etkilenemez), çalışma ortamı farkları (iyi danışmanlarla çözülebilir) ve dil bariyeridir (ne yazık ki, Türk tarafında yeterli sayıda İngilizce konuşan kişi yok, bu yüzden Sırp-Türk yargıç çevirmenlerinin sayısı artırılabilir).

Sırbistan’ın Türkiye’de daha fazla tanıtılması gerektiğini düşünüyorum.

Türk şirketlerinin Sırbistan pazarındaki en büyük avantajı nedir?

Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıdır ve Avrupa Birliği sınırında olmak, Türk şirketlerine büyük lojistik avantajlar sağlar. Her zaman üretim şirketlerine, “Sırbistan’da ‘Made in Serbia’ etiketli ürünler üretmeyi” incelemelerini tavsiye ediyorum çünkü bu, dünyadaki bir milyardan fazla insana gümrük vergisiz ihracat yapma imkânı tanıyacaktır. Ayrıca, Sırbistan’daki istikrarlı döviz kuru, maliyet hesaplamalarını doğru yapabilmek için çok önemlidir; çünkü Sırbistan’da son on yıldır döviz kuru oldukça istikrarlıdır.

Türk şirketlerinin Sırbistan’da şu an çalıştığı yeni projeler var mı?

Birçok şirket son zamanlarda Sırbistan’ı ziyaret ederek, özellikle bilgi teknolojileri, enerji ve dijitalleşme sektörlerinde potansiyel projelerini analiz ediyor. Ancak gördüğüm kadarıyla, mevcut küresel durum, karar almalarını hızlandırmalarını engelliyor. Ama biz, Sırbistan’ı Türkiye’de daha fazla tanıtarak, Türk şirketlerinin Sırbistan’daki cazip yatırım fırsatlarından haberdar olmalarını sağlamalıyız. Bu, Derneğimizin hedeflerinden biri.

Belgrad, yoğun trafik saatlerinde bile cennet gibi!

Sırbistan’da çalışan ve yaşayan bir Türk işadamı olarak yaşadığınız deneyim nasıl? Sırbistan, çalışmak ve yaşamak için iyi bir yer mi?

İlk kez birisi bana Sırbistan’da yaşamayı sevip sevmediğimi sorduğunda, “Hayır…” diye cevap veriyorum, sonra bir duraklayıp, “Çünkü onu seviyorum!” diyorum. Bu, 70’lerden bir şarkı olan Dreadlock Holiday’den bir alıntıdır, şarkının sözlerinde “Reggae’yi sevmem, ama bayılırım / Jamaika’yı sevmem, ama onu severim” der. Bu his, buraya taşındığım günden beri değişmedi. Birçok nedenim var ve Sırbistan’da yaşayan diğer Türk arkadaşlarım da aynı görüşleri paylaşıyor. Birkaç nedenini paylaşacak olursam; birincisi trafik. Dünyanın birçok büyük şehri trafik sorununa sahip. Kariyerim boyunca, işe gitmek için neredeyse 2 saat, eve dönmek içinse daha fazla zaman harcadığım şehirlerde yaşadım. Belgrad ise, yoğun trafik saatlerinde bile bir cennet gibi. Bu, yaşam kalitesini büyük ölçüde artırıyor. Diğer bir neden ise mutfak; çok benzer veya aynı tür yemekler, her gün ne yemek yiyeceğinizi karar vermede zaman ve zahmet tasarrufu sağlıyor. Sırbistan’da iyi pişmiş etin ne kadar lezzetli olduğunu öğrendim diyebilirim; bir Türk işadamı ile akşam yemeğinde, garsonumuzun bifteği bıçak yerine bir kaşıkla kesmesi karşısında çok şaşırmıştı! En önemli nedenim ise Sırp halkının Türk insanlarına karşı tutumu. Aynı geleneklere, aile bağlarına, alışkanlıklara sahibiz… Eşim Danica Sırp ve kayınvalidemle iletişim kurarken, çocuklara, yaşlılara ve sosyal topluluğa olan saygımız gibi birçok ortak gelenek gördüm. Bence geçmişimizi hatırlamalı, haklılıklarımızı ve yanlışlarımızdan dersler çıkararak, yarını düşünmeli ve her şekilde daha iyi olmak için bugün çalışmalıyız. Şu ana kadar, Sırbistan’ın parlak bir geleceği olduğuna inanıyorum: büyük bir potansiyele sahip, sıcak ve misafirperver insanlara sahip, çalışmak ve yaşamak için harika bir yer ve burada olduğum için mutluyum!

 

Tags: Fatih Karaca, H.E. Hami Aksoy, Turkish-Serbian Business Association, Türkiye

Categories